Engoo Blog Dil Tüyoları

İngilizce'de 5 Faydalı "Çiçek" İfadesi

İngilizce'de 5 Faydalı "Çiçek" İfadesi

Çiçeklerin birçok popüler İngilizce ifadede kullanıldığını biliyor muydunuz? Bu yazıda, anadili İngilizce olan kişilerin günlük konuşmalarında en sık kullandıklarını tanıtacağız.

1. Flowery (adj.)

"Flowery" Çiçeklerle kaplı veya çiçeklerle süslenmiş şeyleri tanımlamak için kullanılıyor - alttaki gömlek gibi.

Günümüzde "floral" kelimesi çiçek desenlerinden bahsetmek için kullanılırken, "flowery" genellikle fazla süslü veya karmaşık yazıları tanımlamak için kullanılır.

  • Don't use such flowery language! Just say what you want to say using simple words.
    Böyle çiçekli (ağdalı) bir dil kullanmayın! Sadece basit kelimeler kullanarak söylemek istediğinizi söyleyin.
  • Shakespeare's writing is flowery by modern-day standards.
    Shakespeare'in yazıları günümüz standartlarına göre çiçeklidir. (Ağdalı)

2. Late-Bloomer (n.)

When a flower opens up, it "blooms": e.g. "The flowers in our garden are blooming." Some flowers bloom in spring, while others bloom later in the year. For example, the type of flower pictured below is called "autumn joy" and it blooms in autumn.

Bir çiçek açıldığında "bloom" olur: ör. "The flowers in our garden are blooming." Bazı çiçekler ilkbaharda çiçek açarken, diğerleri yıl içinde çiçek açar. Örneğin aşağıdaki resimde görülen çiçek çeşidine "autumn joy" (sonbahar sevinci) denir ve sonbaharda açar.

Autumn joy flowers in full bloom

In the same way, someone who is a "late bloomer" grows up, becomes successful, or does something later than other people their age.
Aynı şekilde "late bloomer" (geç çiçek açan) biri de yaşıtlarından daha geç büyür, başarılı olur veya bir şeyler yapar.

  • I was a late bloomer. I only started getting taller in my teens.
    (Geç çiçek açan biriydim. Sadece gençliğimde uzamaya başladım.)
  • Most figure skaters start competing as children, but Sara is a late bloomer who started in her teens.
    (Çoğu artistik patinajcı yarışmaya çocukken başlar, ancak Sara, gençliğinde başlayan geç çiçek açmış birisi.)

3. Blossom (n., v.)

"Blossoms", özellikle meyve veren ağaçlardaki ve çalılardaki çiçeklere atıfta bulunur. Örneğin, aşağıdaki resimde kiraz çiçekleri vardır. Onlara "cherry blossoms" diyoruz - "cherry flowers" değil, çünkü bunlar bir meyve ağacının çiçekleri.

cherry blossoms close up

"Blossom" ayrıca bir fiil biçimine sahiptir: ör. "Our apple tree is blossoming." Bir fiil olarak, bir şeyin iyi geliştiğini tanımlamak için kullanılabilir.

  • Rock and roll blossomed in the 1950s.
    (Rock and roll 1950'lerde çiçek açtı)
  • His career blossomed after he changed jobs.
    İş değiştirdikten sonra kariyeri çiçek açtı (gelişti, büyüdü).

4. Budding (adj.)

Bir "bud" (tomurcuk), bir yaprak veya çiçeğe dönüşen bir bitki üzerindeki küçük bir büyümedir. Aşağıdaki dalda bazı tomurcukları görebilirsiniz.

buds on a branch

We can also describe people and things as "budding" if they're just starting to develop and seem promising.
Ayrıca insanları ve bazı şeyleri gelişmeye yeni başlıyorlarsa ve umut verici görünüyorlarsa, "budding" olarak da tanımlayabiliriz.

  • Jon is a budding journalist. At the age of 15, he's writing for the local newspaper.
    Jon tomurcuklanan bir gazetecidir. 15 yaşında yerel bir gazetede yazıyor.
  • Justin Bieber's fans are sad about his budding romance with a model.
    Justin Bieber'ın hayranları, bir modelle yeni tomurcuklanan romantizmine üzülüyor.

5. Nip in the Bud (deyim)

"Nipping something in the bud" (Tomurcuktaki bir şeyi kıstırma), tam olarak bir tomurcuğu çiçek olmadan önce kesmek anlamına gelir.

a rosebud being cut

If you "nip" a problem "in the bud," you take action early to prevent the problem from becoming worse.
Bir sorunu "tomurcuktayken" (in the bud) "kıstırırsanız" (nip), sorunun daha da kötüleşmesini önlemek için erken harekete geçersiniz.

  • My daughter has started smoking and I want to nip that in the bud.
    Kızım sigara içmeye başladı ve ben de bunu daha tomurcuktayken kıstırmak istiyorum.
  • Because the cancer was detected at an early stage, doctors were able to nip it in the bud.
    Kanser erken bir aşamada tespit edildiğinden, doktorlar kanseri tomurcukta kıstırabildiler.

Bu İfadeleri Kullanarak Pratik Yapmak İster misiniz?

Yeni kelimeler ve deyimler öğrenmek önemlidir. Ancak bunları gerçek hayatta da uyguladığınızdan emin olun! Engoo'ya katılın ve dünyanın her yerinden profesyonel İngilizce eğitmenleriyle konuşma dersleri almaya başlayın. Daha fazla kelime öğrenecek ve İngilizce konuşmanızı geliştireceksiniz.

Şimdi katılırsanız, bu eğlenceli, çiçek temalı sanal arka planı dersleriniz sırasında da kullanabilirsiniz!