Bir Sohbet Sırasında Karşınızdaki Kişiyi Dinlediğinizi Göstermenin 17 Yolu
Bir konuşma sırasında birini dinlerken, dinlediğini nasıl gösterirsin? Çoğu zaman, insanlar bunu yapmak için bazı sesler çıkarırlar (ör. "Uh-huh" veya "mmhmm") veya bazı kelimeler kullanırlar ("interesting!").
Dilbilimciler buna "backchanneling" (arka kanal) diyorlar ve bu konuşmanın çok önemli bir parçası. Aslında, arka kanal birisinin size bir hikayeyi nasıl anlatacağını bile değiştirebilir!
Sorun şu ki, yabancı dil olarak İngilizce öğrenen insanlar çoğu zaman sadece bir tip arka kanal seçip ona bağlı kalırlar. Örneğin, eğitmenlerimizden biri, bir öğrencinin bütün bir konuşma sırasında "uh-huh" kullandığını fark etmiştir.
Bu, çoğumuza doğal olarak gelen en yaygın yanıt tipidir ve çoğu zaman bu kullanılırken aşırıya kaçılır. Bu da dinleyicinin samimiyetsiz görünmesine neden olur. Ve vücut dilinize bağlı olarak, umursamaz veya dinlemiyormuş gibi görünebilirsiniz! Örneğin:
Liam: So I went to a pizza restaurant today...
Alejandro: Uh-huh.
Liam: ...and I ordered a cheese pizza...
Alejandro: Uh-huh.
Liam: ...but they took half an hour to make it!
Alejandro: Uh-huh.
Liam, Alejandro’nun ona sadece "uh-huh" diye cevap vermesinden şikayet ediyor, çünkü bu onu umursamıyormuş gibi görünmesine neden oluyor.
Bir sohbette karşınızdakine yanıt vermenin "uh-huh" demekten daha iyi yolları vardır. Öyleyse, yanıtlarımızın daha doğal görünmesini sağlayacak bazı yararlı İngilizce ifadeleri öğrenelim!
İlgilendiğinizi Gösterecek İfadeler
Bir sohbette, en önemli kısım olmasına rağmen genellikle dinlediğini göstermek yetmeyecektir. Aynı zamanda, İngilizce konuşma arkadaşınıza söyledikleriyle ilgilendiğinizi göstermek de iyi bir fikirdir.
Aşağıdaki tepkiler partnerinize ne söylemeleri gerektiğini gerçekten bilmek istediğinizi gösterecektir:
- Interesting!
- Nice!
- Cool!
- Wow!
Bunların hepsi ilgi göstermenin harika yolları olsa da, bazı küçük farklılıklar vardır. Örneğin, "wow!" etkilendiğinizi gösterir.
Son olarak, "Nice!" burada "nazik" anlamına gelmez. Bunun yerine, "harika" anlamına gelir! veya "aferin!" Örneğin, biri bir testi geçtiğini söylerse, "nice!" Diyebilirsiniz.
İşte bunları nasıl kullanabileceğiniz:
A: I went to a Japanese hair salon today.
B: Cool! / Nice!
A: They even gave me a head massage!
B: Wow!
Onayladığınızı Gösterecek İfadeler
İşte konuşma arkadaşınızın söylediği veya yaptığı bir şeyi onayladığınızı gösteren bazı yaygın İngilizce ifadeler:
- That makes sense.
- Good call.
"That makes sense" demek, konuşmacıya bir şey yapma gerekçelerine katıldığınızı söyler. Başka bir deyişle, düşünme şekilleri sizin içinde anlamlıdır.
"Good call" ifadesindeki "call" kelimesi, "karar" anlamına gelir. Yani "good call" ifadesi, "iyi karar" veya "bence doğru şeyi yaptığınızı düşünüyorum" anlamına gelir.
Nasıl kullanıldıklarını görmek için bu diyaloğa bakın:
Chef: We forgot an order today, so one of our customers ended up waiting 30 minutes for his pizza! I felt bad for him, so I didn't charge him.
David: Good call.
Chef: Even though we lost a bit of money, I thought it would be better to keep the customer happy.
David: Yeah, that makes sense!
Kabul Ettiğinizi Gösterecek İfadeler
Konuşma partnerinizle aynı fikirde olduğunuzu göstermek istediğiniz zamanlar vardır. Bunu yapmak için aşağıdakileri kullanabilirsiniz:
- I agree.
- I think so, too.
- That’s true.
- That’s a good point.
“I agree” ve “I think so, too” biriyle anlaşmanın en temel yollarıdır. Birinin ne kadar haklı olduğunu düşündüğünüzü vurgulamak istiyorsanız, “I totally agree.” diyebilirsiniz
“That’s true” ve “that’s a good point” ifadeleri de karşınızdakine katıldığınızı gösterir. Ancak, onları daha objektif kılan "I" öznesi kullanmadıklarına dikkat edin.
Diğer bir deyişle, “that’s true” veya “that’s a good point,” dediğinizde, teknik olarak ne düşündüğünüzü söylemiyorsunuz. Bir şeyin nesnel olarak doğru olduğunu ya da düşünmemiş olabileceğiniz iyi bir nokta olduğunu söylüyorsunuz.
Bu ayrımı daha iyi anlamak için şu diyaloğa bakın:
Arisa: I think the hairstylist did a good job with my hair.
Nina: I agree. / I think so too.
Arisa: Having a great haircut really makes you feel more confident.
Nina: That's true. / That's a good point. / I agree. / I think so too.
Şuna dikkat edin:
- Nina, Arisa’nın ilk söylemine (“I think the hairstylist did a good job with my hair”) sadece “I agree” veya “I think so too.” diyerek yanıt verebilir
- Ancak Arisa’nın ikinci söylemine (“Having a great haircut makes you feel more confident”) dört farklı şekilde cevap verebilir.
Çünkü “I agree” ve “I think so too” hem öznel hem de nesnel ifadelere katılmak için kullanılabilir.
Diğer bir yandan, “That’s true” ve “That’s a good point” ifadeleri öznel ifadelerle (“Arisa’nın saçının güzel olması”) birlikte kullanılmaz, çünkü yanıtlamanın amacı, ifadenin doğru olup olmadığını veya "iyi bir nokta" olup olmadığını yargılamak değildir.
Sempati Duyduğunuzu Gösterecek İfadeler
Birisi kötü bir haber paylaştığında, doğru şekilde yanıt verdiğinizden emin olun! İşte kullanabileceğin bazı gündelik ifadeler:
- Oh no!
- Oh my god/goodness!
- That sucks.
“oh my god” veya “oh my goodness” ifadelerinin hem positif hemde negatif durumlarda kullanılabileceğini unutmayınız.
Diyalogda bu ifadelerin nasıl kullanıldığını görün:
A: So I went to a pizza restaurant today and I ordered a cheese pizza, but they took half an hour to make it.
B: Oh no! / That sucks! / Oh my god!
Daha ciddi durumlarda kullanabileceğiniz bazı ifadeler:
- I’m sorry about that.
- I’m really sorry to hear that. / I’m so sorry to hear that.
Örneğin:
A: My cat died last night.
B: Oh no. I'm sorry to hear that!
Şüphede Olduğunuzu Gösterecek İfadeler
Şüphe göstermek, konuşma partnerinize cevap vermenin başka bir yoludur. Şu reaksiyonları deneyebilirsiniz:
- Really / Wait, really?
- Are you sure?
A: They even gave me a head massage!
B: Wait, really?
A: Yeah! It was amazing! Apparently, this is normal for Japanese hair salons.
B: Really? / Are you sure?
Elbette, konuşma arkadaşınızın söylediği her şeyden şüphe etmeyin!
Sonuç
Artık sohbetlerinize biraz çeşitlilik katabilirsiniz. En sevdiğin ifade hangisiydi? Onu bir sonraki konuşmanızda kullanmayı deneyin. Veya tüm bunları bir derste kullanarak alıştırma yapın. Şimdi ücretsiz bir ders için kaydolun!