10 Popüler İngilizce Cesaretlendirme Sözü
Zor zamanlardan geçen bir arkadaşınıza, kendine güven duymaya ihtiyacı olan bir iş arkadaşınıza veya sadece birkaç güzel söz duymaya ihtiyacı olan birine cesaret verici bir şey söylemek istediniz mi?
Bugün, anadili İngilizce olan kişilerin birbirlerini cesaretlendirmek için kullandıkları 10'dan fazla ifadeyi inceleyeceğiz.
Kendine güveni artırmak için İngilizce ifadeler
Sadece kendine güvenenler herkes harika şeyler yapabilir. İşte kendilerine inanmalarına yardımcı olmak için söyleyebileceğiniz bazı şeyler.
1. You can do it
"You can do it", "Başarabileceğine inanıyorum" anlamına gelir.
"You can do it" kelimesini tek başına veya "I know you can do it" veya "I'm sure you can do it" gibi bir cümle içinde kullanabilirsiniz.
2. Believe in yourself
"Believe in yourself", "kendine güven" ve "yapabileceğine inan" anlamına gelir.
Bu ifadeyi kullanan birçok söz vardır: ör. "Believe in yourself and anything is possible" veya "Success starts with believing in yourself."
3. You got this
"You got this" veya "You've got this" "Sana güvenim tam" ve "Başarılı olacağını biliyorum" anlamına gelir.
"You got this" ifadesini "You (have) got this under control." gibi düşünebilirsiniz.
İnsanların daha az stresli olmasına yardımcı olmak için İngilizce ifadeler
Bazen insanlar kendilerine çok fazla baskı yaparlar. "Bu sınavdan 100 almam lazım!" veya "Bu işi almam gerek!" diye düşünebilirler. İşte onları daha az stresli hissettirmek için söyleyebileceğiniz bazı şeyler.
4. Just do your best
"Just do your best", "Ne olduğu konusunda çok fazla endişelenme. Sadece elinden gelenin en iyisini yapmaya odaklan" anlamına gelir.
"Just do your best" insanlara şunu hatırlatır:
- Neyi kontrol edemeyeceklerini (sonuçları) düşünmekten kaçının.
- Kontrol edebileceklerine odaklanın (ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışın).
5. It happens to the best of us
"It happens to the best of us", "Herkes hata yapar" anlamına gelir. veya "Süper zeki, yetenekli veya deneyimli olsanız bile hatalar yine de olacaktır." Bu cümleyi, bir tür hata veya başarısızlıktan sonra insanların kendilerini daha iyi hissetmelerine yardımcı olmak için söyleyebilirsiniz.
Bu ifade kulağa hoş ve olumlu geliyor çünkü "best of us", "tüm insanların en iyisi" anlamına geliyor. Yani onu kullandığınızda, sanki o kişinin "en iyi insanlardan biri" olduğunu söylüyorsunuz.
İnsanların bir şeyler denemesini sağlamak için İngilizce ifadeler
Bazen insanlar bir şeyler yapmak isterler ama ilk adımı atmaktan korkarlar. Onlara ihtiyaç duydukları itici gücü vermek için bazı cesaret verici şeyler söyleyebilirsiniz.
6. Give it a try
When you "give (something) a try," you give yourself the chance to try something new: e.g. "I wasn't sure if I would like hiking, but I gave it a try."
"Give (something) a try" dediğinizde, kendinize yeni bir şey deneme şansı verirsiniz: ör. "I wasn't sure if I would like hiking, but I gave it a try."
Birini yeni veya zor bir şeyi denemeye teşvik etmek istediğimizde, ona "give it a try!" diyebiliriz.
Birisi bir şeyi defalarca denemiş ve başaramamışsa, "Give it one last try" ifadesini kullanabilirsiniz. Bu onları son bir kez daha denemeye teşvik edecektir.
7. It’s worth a shot
"It's worth a shot" means "It is probably worth the effort of trying." If someone asks you whether they should try something, replying "It's worth a shot" is like saying "Why not?"
"It's worth a shot", "Muhtemelen denemeye değer" anlamına gelir. Biri size bir şey denemeli mi diye sorarsa, "It's worth a shot" yanıtını vermek, "Why not" demek gibidir.
Sporda, bir hedefe bir şey (örneğin basketbol veya futbol) vurduğunuzda buna "taking a shot" denir. Gol atmaya çalışırken şut çektiğiniz için "atış" aynı zamanda "denemek" anlamında da kullanılır.
İnsanların bir şeyler yapmaya devam etmesini sağlamak için İngilizce ifadeler
8. Keep it up
"Keep it up", "bir şeyi yapmaya devam et" anlamına gelir: ör. "My neighbors throw very loud parties. If they keep it up, I will report them to the police."
Bir teşvik ifadesi olarak, "keep it up", "(bir şeyi) iyi yapıyorsun. Böyle yapmaya devam et" anlamına gelir.
Ayrıca insanların "Keep up the good work" dediğini duyacaksınız: ör. "Keep up the good work, and I'm sure you'll get promoted."
9. Don’t give up
Bazen işler zorlaşır ve insanlar bir hayal ya da hedef gibi bir şeyden vazgeçmek isterler. Devam etmeye teşvik etmek için "don't give up" diyebilirsiniz.
10. Hang in there
"Hang in there", "keep trying" ve "don't give up" demeye benzer. Genellikle zor bir şey yapan veya geçmekte olan birini cesaretlendirmek için kullanılır.
Bu cümle 1970'lerde ünlü bir fotoğraftan geldi. Fotoğrafta bir yavru kedi ön ayakları ile bir bambu çubuğa asılmış ve alt kısmında "Hang in there, baby" yazan bir yazı var.
You can do it!
İngilizce öğrenmek zordur, bu yüzden muhtemelen cesaret verici kelimelere de ihtiyacınız var. Size bunu yapabileceğinizi söylemek için buradayız! Sadece kendinize inanın!
Vazgeçmeyin ve kesinlikle İngilizcede ustalaşacaksınız. Yardıma ihtiyacın olursa, Engoo'nun profesyonel İngilizce eğitmenlerinin yılın her günü 7/24 senin için burada olduğunu unutma.
Ayrıca eğitmenlerimiz süper cesaret vericidirler, bu yüzden İngilizce konuşmakla ilgili tüm korkularınızı unutacaksınız. Bugün bir ders ayırtın!